canlı casino siteleri casino siteleri blackjack siteleri bahiscom güvenilir casino siteleri deneme bonusu istanbul ev taşımamalatya oto kiralama
İpek Soylu, kendi ile  merak edilenleri anlattı 

İpek Soylu'ya merak ettiklerimizi sorduk. Başarısını, disiplinli olmaya ve çok çalışmaya bağlayan İpek Soylu ile gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajı sizlerle buluşturuyoruz

21 Temmuz 23:52

TOURISM EXCLUSIVE

 

Sporcu bir aileden gelen ve tenisteki büyük başarılarıyla ülkemizi dünya çapında temsil eden genç sporcu İpek Soylu'ya merak ettiklerimizi sorduk. Başarısını, disiplinli olmaya ve çok çalışmaya bağlayan İpek Soylu ile gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajı sizlerle buluşturuyoruz

Kısaca kendinden bahseder misin?

15 Nisan 1996'da Adana'da doğdum, tenis oynamaya ise 6 yaşında Adana Tenis Dağcılık Kulübü'nde başladım. 10 yaşında katıldığım Romanya turnuvası, geleceğimin şekillenmesinde ve Türk tenisinin yeni markası olmam yolunda attığım ilk adımlardan biridir. Junior Grand Slams 2012'de dört turnuvadan üçüne katılma şansını yakalayan ilk Türk tenisçiyim. Aynı zamanda tenisin en prestijli turnuvalarından biri sayılan Wimbledon'da, gençler kategorisinde verdiğim büyük mücadele ile Grand Slam'de ana tabloda oynayan ilk Türk kadın tenisçi olup ITF Junior klasmanında 13. sıraya yükselerek Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdim.

2012 yılında Wimbledon'da ana tabloda oynayan ilk Türk kadın tenisçi, 2014 Amerika Açık çiftlerde Grand Slam turnuvalarında şampiyon olan ilk Türk sporcu olarak ülkemize ilklerin gururunu yaşattın. Senin gibi başarıyı yakalamak isteyen gençlerimize tavsiyelerin neler?

Öncelikle belirtmek isterim ki, bu başarılar uzun çalışmaların sonucunda gerçekleşti. Aynı zamanda bu zorlu yolculuk iyi ekip çalışması gerektiren bir iş. Başarıların, başarısızlıkların, sakatlıkların, hastalıkların hatta hayal kırıklıklarının olduğu yıpratıcı bir hayat olabiliyor bazen. Ancak başarıyı getiren en önemli şey hiç vazgeçmemek ve pes etmemek. Hedeflerimiz belirlendikten sonra tek yapmamız gereken kendimize ve ekibimize inanmak.

Nisan ayında TEB BNP Paribas İstanbul Cup'ta oynadın, bu turnuva için farklı bir çalışma izledin mi? Seni en çok motive eden şeylerden bahseder misin?

Her turnuva puan ve tecrübe açısından önemli elbette ve her birine hazırlık sürecini çok ciddiye alıyorum şüphesiz. Ancak TEB BNP Paribas İstanbul Cup ülkemizde düzenlenen çok önemli uluslararası bir turnuva ve bizler için büyük bir şans, çünkü kendi ülkemizde bizi destekleyenlerin karşısında mücadele vermek çok önemli. Ailemin desteğini her zaman ve neredeyse her turnuvada hissetsem de kendi ülkemde arkadaşlarımın önünde Türkçe tezahüratlarla oynamak inanılmaz bir motivasyon kaynağı.

Gerek yurt içi gerek yurt dışında olsun, turnuvadan turnuvaya koşuyorsun. Bu durum düzenli bir hayat yaşamanı engelliyor mu?

Senenin en az 30 haftası yurt dışında oluyorum; saat farkları, yemek alışkanlıkları, mevsim değişiklikleri elbette zorluyor ama alışıyorsunuz. Bir gün bir de baktım ki, bu hayat benim düzenli hayatım halini almış. Sonuçta bu hayat tarzı benim mesleğimin gerektirdiği bir şey ve ben de mesleğimi severek yapıyorum.

Sence yurt dışındaki ve Türkiye'deki ailelerin tenise bakış açıları arasında ne gibi farklılıklar var?

Türkiyedeki aileler eğitimi ön planda gördükleri için 16 yaşından sonra sporcular bir seçim yapmak zorunda kalabiliyor ve bu karşılaştırmada genelde okul hayatı seçiliyor. Ben ikisini birlikte yürütmeyi seçtim. Çok zor olsa da ikisini de başardığımı düşünüyorum.

Bize bireysel spor yapmanın avantajları ve dezavantajlarından bahseder misin?

 

Hem teklerde hem çiftlerde tenis oynadığım için her zaman bireysel spor yapıyorum denemez tabii ki. Takım olarak hareket etmek bazen zor olsa da insan kendini güvende hissedebiliyor; hatalar ve başarılar paylaşılıyor. Teklerde ise, her şey size ait ve bu bazen zihinsel olarak yorucu olabiliyor.