canlı casino siteleri casino siteleri blackjack siteleri bahiscom güvenilir casino siteleri deneme bonusu istanbul ev taşımamalatya oto kiralama
Dijitalleşme 2025 Yılına Kadar Turizm Sektöründe 305 Milyar Dolar Ek Değer Yaratacak 

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski; “Her anlamda sürdürülebilir bir turizm sektörü ve turizm politikalarıyla 10 yıl sonraki beklentilerimizi yakalamamız ve hatta aşmamız mümkün” dedi

8 Ocak 10:56

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski;“Her anlamda sürdürülebilir bir turizm sektörü ve turizm politikalarıyla 10 yıl sonraki beklentilerimizi yakalamamız ve hatta aşmamız mümkün” dedi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski; “TTYD ve TÜSİAD tarafından düzenlenen “Turizmde Dönüşüm Senaryoları” Rapor tanıtımı etkinliğine hoş geldiniz. Sizleri şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum. Türkiye için hedefimiz küresel rekabet yarışının en üst seviyesindeki ülkeler arasında olmamızdır. Tüm çalışmalarımızın ana odağı ülkemizi güçlü bir şekilde bu geleceğe taşımaktır. Kuşkusuz Türk sektörünün yarattığı katma değer ekonominin gücü açısından çok kıymetli. Sürdürülebilirliği tüm eksenlerde sağlamalıyız. Bu amaçla uzun dönemli planlama yapmalıyız. Bu planları edilinilen tecrübeler doğrultusunda gerekli tedbirlerle güçlendirerek kararlılıkla uygulamalıyız. TÜSİAD olarak bu sürece katkı sağlayacak organları yürütüyoruz, politika önerilerimizi geniş bir katılımcılıkla hazırlıyor ve tüm paydaşlarımıza sunuyoruz. Ülkemizin kalkınma dinamikleri içinde revizede yoğunlaştığımız alanlar arasında turizm sektörünü çok farklı bir yerde konumlandırıyoruz” diyerek sözlerine başladı.

TURİZM SEKTÖRÜ ÜLKEMİZİN TÜM DÜNYADAKİ ALGISININ ŞEKİLLENMESİNDE ÇOK KRİTİK BİR MİSYON ÜSTLENİYOR 

Sektörün ekonomiye doğrudan sağladığı önemli bir katkı var. Dış ticaret açığının azaltılmasında kritik bir rol oynuyor. Bunların yanı sıra değer zincirinde etkileşimde olduğu 50’nin üzerinde sektörde yarattığı dolaylı katkı ile istihdam ve sosyal politikalar içinde de önemli bir yer tutuyor. Daha da kıymetlisi ülkemizin tüm dünyadaki algısının şekillenmesinde çok kritik bir misyon üstleniyor. Doğal ve kültürel zenginliklerimiz, ticaret, lojistik ve mobilitenin merkezindeki coğrafi konumumuz çok önemli fırsatlar yaratıyor. Turizm; dünya barışının, kültürel yakınlaşmanın, küresel ekonominin katalizörü olması itibariyle çok stratejik bir rol oynuyor. Bu nedenlerle turizm sektörü ile diğer hizmet ve üretim sektörlerimizin sinerjisini küresel dinamikler içinde daha güçlü bir Türkiye için çok değerli görüyoruz. 

1950 YILINDA 25 MİLYON OLAN TURİST SAYISI 2018 YILINDA 1,4 MİLYARIN ÜZERİNE ULAŞTI 

2012 yılında Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi’nin 10 yıl sonrası için öngörüsü sektörün küresel ekonominin %10’una erişmesiydi. Sektörün bu eşiği geçmesi sadece 4 yıl aldı. 1950 yılında 25 milyon olan turist sayısı 2018 yılında 1,4 milyarın üzerine ulaştı. Sektörün bu ölçeğe ulaşmasında mobilite araçlarının çeşitliliği, teknolojinin sağladığı fırsatlar ve bilginin hızla yayılması çok etkili oldu. Tüm jenerasyonlar açısından en uzak coğrafyalar bile erişilebilir oldu. Giderek daha fazla talepkar olan sadece kendi ülkesine değil, gezegenin her noktasına ilgisi artan yeni jenerasyonlar iş modellerini dönüştürmede çok etkili oldu. 

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME AÇISINDAN DAHA DA KRİTİK OLANI TURİST BAŞINA GELİRİN DE ARTTIRILMASIDIR 

Neticede dünyadaki tüm jeopolitik belirsizliklere ve ekonomik istikrarsızlıklara rağmen turizm sektörü büyümeye devam etti. Bizimde hedefimiz bu ekonomik kalkınma, sosyal ve kültürel yakınlaşma fırsatlarından azami katkıyı ülkemize taşımak olmalıdır. Bu süreçte turist sayısındaki artış kuşkusuz önemlidir. Ancak sürdürülebilir büyüme açısından daha da kritik olanı turist başına gelirin de arttırılmasıdır. Farklı turist türlerinin potansiyellerini bütüncül ve bölgesel olarak güçlendirecek organlara yoğunlaşmamız önemli faydalar sağlayacaktır. Bu çerçevede tanıtım araçlarının güçlendirilmesi, yatırımların yenilenmesi, turizm kriterleri dikkate alınarak yeni yatırımlara devam edilmesi, alt yapının güçlendirilmesi gereklidir. Bugün sizlerle paylaşılacak çalışmada yer alan önerilerin turizm odaklı stratejilerde yer bulmasını diliyorum.

HER 30 TURİST, 1 KİŞİ İSTİHDAM EDİYOR 

Sektör doğrudan ya da dolaylı olarak dünyadaki istihdamın yaklaşık %10’ununu oluşturuyor. Bu da demek oluyor ki her 30 turist 1 kişi istihdam ediyor. Ülkemizde de turizmin istihdamına %8’ler mertebesindeki hacmiyle önemli bir politikada diğer sektörlere kıyasla özellikle kadın ve genç çalışanlarının yüksek olması sosyal politikalar perspektifinden oldukça memnuniyet verici. Bununla birlikte turizm sektörüne yetkin iş gücünü çekmekte de zorluklar da yaşanabiliyor.

SEKTÖRÜN KAMU VE AKADEMİK İŞBİRLİĞİ MEKANİZMALARININ GÜÇLENDİRİLMESİ GEREK 

Sektör sosyal ve teknolojik dönüşümlerden değişen tüketici beklentilerinden de fazlaca etkileniyor. Tüm bu değişikliklere uyum sağlamak elbette bilindik tedbirlere ihtiyaç duyuyor. Sektörün kamu ve akademik işbirliği mekanizmalarının güçlendirilmesi bu sorunlara çözüm bulunabilmesinde önemli bir katalizör olacaktır.

DİJİTALLEŞME 2025 YILINA KADAR TURİZM SEKTÖRÜNDE 305 MİLYAR DOLAR EK DEĞER YARATACAK 

Hemen hemen her konuşmamda dijital dönüşümden bahsediyorum. Zira 4. Sanayi Devrimi sadece üretim sektörlerini değil, değer zincirinin tamamını dönüştürüyor. Tüm sektörde bu dönüşüm rüzgârından bağımsız değil. Araştırmalara göre, dijitalleşme 2025 yılına kadar turizm sektöründe 305 milyar dolar ek değer yaratacak.

VİZE İŞLEMLERİNİN TEKNOLOJİK ARAÇLARLA SADELEŞTİRİLMESİYLE G20 ÜLKELERİNDE 200 MİLYAR DOLAR EK GELİR VE 5 MİLYON İŞ YARATILMASI BEKLENİYOR 

Artık herkesin kullandığı internetten check-in ve barkod uygulamalarının vize ve sınır işlemlerinde kullanılması sadece sınır güvenliği ve turistlerin daha kolay seyahat edebilmesi açısından kıymetli değildir. Vize işlemlerinin teknolojik araçlarla sadeleştirilmesi suretiyle G20 ülkelerinde yaklaşık 200 milyar dolar ek gelir ve 5 milyon iş yaratılması bekleniyor. Sektörün tüm beklentilerinden hızlı geliştiğini ve dijitalleşmenin de kat kat büyüdüğünü düşündüğümüzde yaratılacak değerin varabileceği nokta hayallerinizin ötesinde olabilir. 

DİJİTAL ÇÖZÜM ARAYIŞLARINI YERLİ TEKNOLOJİ TEDARİKÇİLERİYLE BULUŞTURDUĞUMUZ TÜSİAD SD² PROGRAMIMIZA DAVET EDİYORUM

Dijitalleşmenin önemi tabi ki sadece ekonomi ve istihdam boyutuyla sınırlı değil. Yeni işlerin ve iş modellerinin yaratılmasına kadar birçok alanda etkili olacak. Yapay zeka ile oteller hiper kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi sunacaklar. Böylelikle değişen müşteri beklentilerine daha kolay uyum sağlayabilecekler. Büyük veri analizi ise, bir süredir sektörde etkili bir şekilde kullanılıyor. Çoğu Büyükşehir hâlihazırda eş zamanlı turist verisini, gezgin hareketlerini daha iyi yönetebilmek için kullanıyor. Bu çerçevede turist deneyimini etkin yönetmek için dijital teknolojiyi nasıl kullanabileceğimize dair Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar çok değerli olacaktır. Bu kapsamda işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacağımızı da belirtmek isterim. Öte yandan sektör paydaşlarımızın da dijital çözüm arayışlarını yerli teknoloji tedarikçileriyle buluşturduğumuz TÜSİAD SD² programına bu vesileyle davet etmek istiyorum.

SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ HAZİNESİ ÜLKENİN DOĞAL KAYNAKLARI VE SAĞLIKLI EKOSİSTEMİDİR 

Sektör açısından da kritik gördüğüm sürdürülebilirlik konusuna değinmek istiyorum. Çevresel ayak izinin azaltılması bağlamında sektörün hem önemli bir rol oynayabileceğine hem de bu hedefe sıkı sıkı sarılması gerektiğine inanıyorum. Hangi turizm ürünü olursa olsun sektörün en önemli hazinesi sahip olunan fiziki alt yapıdan ziyade ülkenin doğal kaynakları ve sağlıklı ekosistemidir.

İŞ DÜNYASI PLASTİK DÖNÜŞÜMÜNE DAVET EDİYORUM

Tam da bu nedenlerle turizm sektöründe sürdürülebilirlik, iklim değişikliği ve sıfır atık konuları gittikçe önem kazanıyor. Havayollarından otellere, Cruise’lardan golf alanlarına kadar bir çok kapsamda kaynak verimliliği ve emisyon azaltımı çabaları önem kazanıyor. Sürdürülebilirlik konusunda bu farkındalığı her daim sektörün aklında ve kalbinde olması geleceğimiz için çok kıymetli. Bu vesileyle sektör temsilcilerimizle çok yakın bir zaman önce başlattığımız iş dünyası plastik dönüşümüne de davet etmek istiyorum.Simone Kaslowski sözlerine son verirken; “Her anlamda sürdürülebilir bir turizm sektörü ve turizm politikalarıyla 10 yıl sonraki beklentilerimizi yakalamamız ve hatta aşmamızın mümkün olabileceğini tekrar vurgulamak isterim. Bugün sunulacak somut önerilerin ortaya koyduğu potansiyel ülkemiz için çok değerli. Bu çalışmaya öncülük ettiği için TTYD’ye teşekkür ediyorum. Verimli bir toplantı olmasına adına sizleri TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi.