Veysel Karani (Uveys Bin Amir-i Karani)
Bir zât, Veysel Karânî’yi ziyârete gitti ve Ona hitaben: Ey Allahü teâlânın sevgili kulu. Bana bir nasîhatta bulun? dedi... Veysel Karâni hazretleri: “Allahü teâlâyı bilir misin?” Evet bilirim, “Öyle ise, Allahü teâlâdan gayri şeyleri bilme. Bu yetişir.”diye cevap verdi.
TOURİSM EXCLUSİVE
Kendini halktan gizlerdi. İlk zamanlar herkes ona divane gözü ile bakıyordu. Sonradan onun büyüklüğünü anladılar, çok ikram ve hürmet göstermeye başladılar. Bunun üzerine, annesinin vefâtından sonra Karn köyünden çıkıp Kûfe şehrine gitti.
Türbesi Siirt'in Baykan ilçesine bağlı Veysel Karani beldesindedir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Veysel Karani 555-560 tarihlerinde Yemen'e bağlı Karende de doğdu. İslam dininde anne sevgisinin büyüklüğüyle anlamlandırılmış bir din büyüğüdür. Annesine verdiği sözden dolayı Peygamber efendimizi görememiştir. Anne sevgisi Veysel Karani’de doruk noktadadır böyle bir anne sevgisi Peygamber efendimizin iltifatına dahi Mazhar olmuştur.
Peygamber efendimiz miraca yükselirken üzerinde bulunan hırkayı ona hediye etmiş. Yunus Emre tarafından Onur'una 10 kıtalık Yemen illerinde Veysel Karani şiiri yazılmıştır. Her 16-17 Mayıs tarihlerinde Siirt Veysel Karani türbesinde anma etkinlikleri düzenlenir binlerce yerli ve yabancı insan katılır. Aynı Zaman'da anneler günü burada kutlanır ve Siirt'e yılın annesine burada ödül verilir. Müslüman olduktan sonra bütün ömrü boyunca sevgili peygamberimizin aşkı ile yanıp tutuşmuştur. Hz. Veysel Karani, Allah Resulü’nü görme arzusunu birkaç defa pek sevdiği annesine açarsa da, çok ihtiyar ve âmâ (kör) olan annesi, kendisine bakacak kimse olmadığından izin vermez. Hz. Veysel Karani’nin yaşı kırk’ın üzerine gelir.
Oğlunun gönlünde patlayan yanardağlarını çok iyi hisseden anne, çaresiz “Ancak Medine’ye gidip hemen gelmek, Hz. Peygamber’i orada bulamayacak olursa teşriflerini beklemeden dönmek.” Şartıyla kendisine izin verir. Bir aylık yolculuğun sonunda Veysel Karani Medine'ye ulaşır ve Hz. Muhammed'i görmek için evine gider. Fakat Peygamber Efendimiz o sırada Tebük Seferi’ndedir ve onu göremez. Annesinin meşakkat çekmemesi için sözünde durur ve geri çok sevdiği Peygamber'i göremeden geri döner.
